10 Ağustos 2014 Pazar

Sağlık Turizmi ile Sektör Küreselleşiyor

Türkiye'nin dünya sağlık turizmindeki mevcut yerini nasıl tanımlarsınız?

Türkiye'de sağlık sektörü, son on beş yılda gerçekleştirdiği atılımları ve geliştirdiği vizyonu ile dünya sağlık turizminde önemli bir rol oynamakta ve Türkiye'yi bölgesel ve küresel bir referans merkezi yapma yolunda hızla ilerlemektedir.
Özellikle son 10 yılda giderek büyüyen ve 2020'de 150 milyar dolar küresel ciroya ulaşacağı tahmin edilen küresel sağlık turizminden daha büyük bir pay almak için ülkemiz önemli avantajlara sahiptir. Türkiye, siyasi ve ekonomik istikrarı, coğrafi konumu, medikal hizmetlerdeki kalitesi ve uygun fiyatlarıyla tüm dünyadan teşhis ve tedavi amacıyla ülkemize gelen hastaları ağırlamaktadır.
  
Global Anlamda Sağlık Turizmini Nasıl Tanımlarsınız?
Bir zamanlar yerel ve uluslararası dinamiklerden etkilenmeyeceğine inanılan sağlık sektörünün artık tamamen küreselleşeceğini söylemek mümkün. Sağlıkta küreselleşmekten bahsederken ilk akla gelen ve gündemde olan konu sağlık turizmi... Türkiye'de özel sektör, son yıllardaki atılımları ve geliştirdiği vizyonu ile sağlık turizminde önemli bir rol oynuyor ve Türkiye'yi bölgesel ve küresel bir referans merkezi yapma yolunda hızla ilerliyor. Bu hamleler özellikle TÜrkiye'nin komşu ülkeleri, Avrasya ülkeleri, Ortadoğu, Batı Avrupa ve Balkanlar ile ABD'nin ilgisini çekiyor; bu bölgelerdeki hastalar gerek kişisel araştırma ve kararlarıyla, gerekse kamu ve özel ödeyicilerin yönlendirmesiyle Türk sağlık kurumları arasında yapılan anlaşmalar doğrultusunda teşhis ve tedavi için ülkemize geliyorlar. Bugün itibariyle, sağlık turizmi denildiğinde akla İstanbul ve Antalya gelse de, Ankara, İzmir, Adana gibi şehirlerde yerel yönetimlerin desteği ile önemli açılımlar gerçekleşmeye devam ediyor.

 Ülkemizde sağlık turizmi kapsamında sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesini ve fiyatlandırmasını nasıl değerlendirirsiniz?

ABD'de ki dünyaca ünlü Northwestern Üniversitesi İşletme Fakültesi tarafından Türkiye'nin sağlık turizmi potansiyeli üzerine yapılan araştırmada ve yayınlanan raporda, TÜrk özel sağlık sektörünün aşağıdaki güçlü yönleri ve avantajları vurgulanmaktadır.
  
* Üstün Nitelikli Altyapı ve Teknoloji: Gamma Knife, CyberKnife, PET-CT, Intraoperative MRI, Da Vinci cerrahi robotu, Radiparc, IGRT gibi kanıtlanmış ve en yeni tıp teknolojileri ülkemizde özel sektör tarafından etkin ve başarılı sonuçlarla kullanılmaktadır.

* Kaliteli Hizmet: Joint Commision International (JCI) akreditasyonuna sahip kuruluş sayısı Türkiye için haklı bir övünç kaynağı ve ülkemizde dünyaca kabul görmüş bu uluslararası sertifikasyona sahip 46 sağlık kurumu bulunuyor. Türkiye 39 JCI belgeli hastane sayısı ile dünyada üçüncü konumdadır.

* Rekabetçi Fiyatlar: Türkiye'de ki maliyet yapısı, özel sektörün dinamik ve verimli organizasyon ve operasyonu gibi sebeplerden dolayı ülkemizdeki cerrahi ve diğer tedavi seçenekleri, Avrupa ve ABD ile karşılaştırıldığında oldukça rekabetçi durumdadır.

* Hızlı Hizmet Erişimi: Özel sektörün son yıllarda artan yatırımları ve kapasite mevcudiyeti sebebiyle, özel hastanelerde sağlık hizmetleri için bekleme süresi olmamaktadır.

* Coğrafi Konum ve Ulaşım Kolaylığı: Avrupa ve Asya'nın buluşma noktasında bulunan Türkiye'nin coğrafi konumu ve Türkiye'yi ulaşım kolaylığı açısından oldukça avantajlı kılıyor. Dünyanın en hızlı büyüyen havayollarından biri olan THY, bugün 20'nin üzerinde uluslarası noktaya direkt uçuşlar gerçekleştiriyor.

* Türkiye'nin Turizm Potansiyeli: Türkiye'nin turistik ve tarihi güzellikleri de sağlık turistleri için bir cazibe merkezi olmasına katkıda bulunuyor. 2013 yılında yaklaşık 30 milyonun üzerinde turistin ziyaret ettiği ülkemize, en fazla turistin geldiği ülkeler arasında Rusya ikinci sırada yer alıyor. İstanbul, İzmir, Antalya, Ankara ve Adana şehirleri sağlık tesisleri ve farklı dillerde hizmet verebilen personal kapasitesi ile ülkemizin önde gelen medikal turizm destinasyonları arasında sayılıyor; bu şehirlerimizin tarihi ve kültürel zenginlikleri, modern ve yüksek tıp teknolojisiyle ön plana çıkıyor.
  
Türkiye coğrafi konumu, medikal kalitesi ve uygun fiyatlarıyla tüm dünyadan teşhis ve tedavi amacıyla ülkemize gelen konukları ağırlamakta ve tıbbın her dalında hızlı teşhis, tedavi ve bakım hizmetleri vermektedir. 2012 yılında medikal tedavi amacıyla TÜrkiye'ye 270 bin civarı hasta gelmiştir, bu hastaların yüzde 9'u kamu hastanelerinden tedavi hizmeti alırken yüzde 91'i özel sağlık kuruluşlarında tıbbi tedavi hizmetlerini almıştır.

Ağırlıklı olarak yabancı hastaların özel sağlık kuruluşlarını tercih etmesindeki neden; çok dilde hizmet verebilen ve hasta odaklı tedavi hizmeti sunumunu benimsemiş, uluslararası hasta ekiplerinin hastanın havalimanına inmesinden itibaren tüm tedavisi boyunca yanında olmasıdır. Ayrıca konaklama ve ulaşım meselelerinde destek verilen hastayı, yeniden kendi ülkesine dönene kadar takip eden butik bir sağlık hizmet sunumunun sürekli bir şekilde mevcut olmasıdır. Nitekim Sağlık Bakanlığı'nın 2013-2017 Sağlık Stratejik Planı'na baktığımızda, en önemli hedeflerden birinin 2023 yılında 2 milyon yabancı hasta ve 20 milyar dolar USD döviz girdisi hedeflemekte olduğunu görüyoruz.
  
Türkiye'ye gelen yabancı hastalar özellikle hangi branşlarda tedavi görüyorlar?

Türkiye'ye gelen yabancı hastalar, özellikle şu alanlarda uzman kadrolardan kaliteli sağlık hizmeti almaktadır:

* Onkoloji tedavileri(Medikal&Cerrahi ve İleri Teknoloji Görüntüleme; Cyberknife, Gammaknife)

* Organ ve Kemik İliği Nakli (Karaciğer & Böbrek Nakli dahil)

* Beyin Cerrahisi (Pediatrik Beyin Cerrahisi dahil)

* Kardiyoloji ve Kardiyovasküler Cerrahi

* Tüp Bebek Tedavisi ve Kadın Hastalıkları (IVF)

* Ortopedi ve Travmatoloji Hastalıkları

* Estetik Cerrahi

* Diş Hastalıkları (protez ameliyatları ve implant uygulamaları)

* Göz Hastalıkları (ilasik, keratokonus, katarakt uygulamaları)

* Yaşa ve Cinsiyete göre ayrı Check-Up paketleri

Peki ya diğer sağlık sektörü bileşenleri?

Ülkemizdeki sağlık sektörü bileşenlerine bakarsak, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası verilerine göre, Türkiye'de ilaç pazarı 2011 yılında 6 milyar Avro değerinde ve 1.56 milyar kutuya ulaşmış durumda. Eşdeğer ilaç pazarı kutu bakımından yüzde 52 ve tutar bakımından ise yüzde 50'lik bir paya sahiptir. Bu gelişmeler Türkiye'yi bölgedeki en hızlı büyüyen pazar haline getirdi.

Türkiye dünyanın 16'ncı en büyük ilaç üreticisi, Avrupa'nın ise Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve İspanya'dan sonra en büyük altıncı ilaç piyasası konumunda. Bugün Türkiye'de bulunan 50 ilaç üretim tesisinin 9'u çokuluslu şirketlere ait ve aralarında Pfizer, Novartis, Lilly, Merck ve GlaxoSmithKline gibi dünya devleri bulunuyor.

Türkiye'deki sigorta sektörü de geçtiğimiz yıllarda benzer bir büyüme eğrisi çizmekle beraber, hala Avrupa ve ABD ile karşılaştırıldığında yaygınlık ve yoğunluk olarak düşük kalıyor. Bu iki faktör Türkiye'deki sigorta sektöründe oldukça önemli bir potansiyele işaret ediyor. Haziran 2010 itibariyle, Türkiye'de faaliyet gösteren 57 sigorta şirketinin 44'ünde yabancı ortak mevcut olup, aralarında Aviva, AIG/Chartis, Axa, Allianz, Aegon, Groupama ve Ergo gibi global firmalar bulunuyor.


Türkiye sağlık sektörünün gelecek vaat eden bir unsuru olan tıbbi cihaz pazarı dünyadaki en büyük 30 pazarın arasında yer alıyor. 2010 yılında Türkiye tıbbi ekipman sarf malzemeleri pazarının büyüklüğünün 2,1 milyar ABD doları olduğu hesaplanıyor. 2008 Haziran ayında, General Electric Company'nin 17 milyar dolar değerindeki sağlık hizmetleri şirketi olan GE Healthcare, Orta Asya, Ortadoğu, Afrika, Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu'nu kapsayan dört büyük bölgeyi tek bir bölgede toplayarak tüm faaliyetlerini İstanbul merkezli olarak yürütmeye başladı. Bu da Türkiye'nin bölgesel büyüme açısından son derece güçlü bir platform teşkil ettiği, yetenekli ve kaliteli insan kaynağının sağlık sektöründeki küresel oyuncular tarafından fark edildiğinin bir kanıtı.

Nüket Küçükel Ezberci
Özel Ankara Güven Hastanesi
Yönetim Kurulu Başkanı

Hospital Manager Temmuz 2014,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder