13 Şubat 2015 Cuma

BEŞ DAKİKADAN UZUN SÜREN
GÖĞÜS AĞRISI KALP KRİZİ HABERCİSİ
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kalp damar hastalıkları ölüm nedenlerinin başında geliyor. Özellikle risk grubunda bulunanları kalp krizine karşı uyaran Dr. Tuğba Kayhan Altuner, “Beş dakikadan uzun süren göğüs ağrısında kalp krizi akla getirilmelidir” diyor.
Güven Çayyolu Sağlık Kampüsü’nde görevli Kardiyoloji Uzmanı Dr. Tuğba Kayhan Altuner, ülkemizde de her yıl binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olan kalp krizi (Miyokard Infarktüsü) konusunda önemli uyarılarda bulundu. Kalp krizine yol açan pekçok etken bulunduğuna dikkat çeken Dr. Altuner,  “En önemli nedeni, damar sertliği sonucu damar içinde oluşan plağın yırtılması ve üzerine pıhtı oturması sonucu damarın tıkanmasıdır. Damar sertliğine yol açan risk faktörleri ise genetik,  yaş, cinsiyet gibi değiştirilemez risk faktörleri ve yüksek tansiyon, şeker hastalığı, sigara içimi, kolesterol ve kötü kolesterol yüksekliği,  iyi kolesterol düşüklüğü, obezite, fiziksel aktivite azlığı gibi istenirse kontrol altına tutulabilecek değiştirilebilir risk faktörleridir” dedi.
-          Dinlenmekle geçmeyen ağrıya dikkat
Kalp krizinin uyarıcı belirtilerinin dikkate alınmasının, hayat kurtarıcı olduğunu da söyleyen Dr. Altuner, şöyle devam etti: “Hastaların bir kısmında kalp krizi oluşmadan önceki dönemlerde ortaya çıkabilen göğüs ağrıları, halsizlik, nefes darlığı,  yorgunluk gibi belirtiler olabilir. Fakat öncesinde hiçbir şikâyet olmaksızın da kalp krizi geçirilebilir. Kalp krizinin ilk belirtisi çoğunlukla göğüs kemiği arkasında baskı şeklinde ortaya çıkan, terleme ve bulantının eşlik ettiği, çeneye ve sol kola vuran şiddetli, uzun süreli göğüs ağrısıdır. Hasta huzursuzdur, ölüm korkusu ve sıkıntı hissi eşlik eder. Ancak hastaların yüzde 20’sinde, özellikle yaşlılarda ve şeker hastalarında tipik belirtiler olmayabilir. Beş dakikadan uzun süren, dinlenmekle geçmeyen göğüs ağrısında kalp krizi akla getirilmelidir. “
-          Riski azaltmak için bunları yapın

Dr. Tuğba Kayhan Altuner, kalp krizinin tekrarını önlemek ve kalp krizi riskini azaltmak içinse şu tavsiyelerde bulundu: “Kan basıncınızı, kan kolesterol ve LDL kolesterol seviyelerinizi kontrol edin, gerekirse doktorunuzun önereceği ilaçları kullanın. Şeker hastasıysanız kan şekerinizi diyet ve ilaçlarla kontrol altına tutun. Sigara içiyorsanız mutlaka bırakın.  Fazla kiloluysanız kilo verin. Haftada en az üç gün orta düzeyde fiziksel egzersiz (yürüyüş gibi) yapın.  Meyve ve sebzeden zengin, hayvansal yağlardan fakir diyetle beslenin. Bol balık tüketin ve stresten uzak durun.”

Dr.Tuğba Kayhan Altuner
Güven Çayyolu Sağlık Kampüsü
Kardiyoloji Uzmanı

3 Şubat 2015 Salı

Kalp Krizi Nedir?

Tüm dünyada ve ülkemizde en önemli ölüm nedenlerinin başında kalp damar hastalıkları gelmektedir. Kalp krizi veya tıbbi adıyla “Miyokard Infarktüsü” kalbi besleyen atardamarların bir veya birden fazlasının pıhtıyla tıkanması sonucu kalp kasının beslenemeyerek ölmesidir. Kalp krizi sırasında etkilenen kalp kası bölgesi geniş değilse tıkanma ortadan kaldırıldığında, hasta tamamen normale dönebilir ancak bölge genişse veya ana iletim sistemi etkilenmişse tıkanıklık açılsa bile hastanın tamamen iyileşme olasılığı düşüktür. Bu nedenle kalp krizinden korunma, eğer gerçekleşmişse de erken tedavi edilmesi hayat kurtarıcıdır. 

Nedenleri
Kalp krizinin en önemli nedeni damar sertliği (ateroskleroz) sonucu damar içinde oluşan plağın yırtılması ve üzerine pıhtı oturması sonucu damarın tıkanmasıdır. Damar sertliğine yol açan risk faktörleri ise genetik, yaş, cinsiyet gibi değiştirilemez risk faktörleri ve yüksek tansiyon,  şeker hastalığı, sigara içimi, kolesterol ve kötü kolesterol yüksekliği, iyi kolesterol düşüklüğü, obezite, fiziksel aktivite azlığı gibi istenirse kontrol altına tutulabilecek değiştirilebilir risk faktörleridir.  Damar sertliği gelişimini önlemek kalp krizi geçirme olasılığımızı azaltır. 

Kalp krizinin küçük bir bölümü mitral veya aort kapaktaki hastalıklar sonucu oluşabilen pıhtıların kopması (emboli) ve koroner atardamarları tıkaması sonucu olabilir. Yine özellikle kokain kullananlarda damar sertliği olmaksızın koroner atardamarın şiddetli büzüşmesi sonucu kalp krizi olabilir.

Belirtileri
Kalp krizi, yaşamı tehdit edebilen ve ölümle sonuçlanabilecek acil bir durum olduğundan uyarıcı belirtiler görüldüğü anda hastanın ambulansla en yakın sağlık kuruluşuna transferi sağlanmalıdır. Hastaların bir kısmında kalp krizi oluşmadan önceki dönemlerde eforla veya istirahatta ortaya çıkabilen göğüs ağrıları, halsizlik, nefes darlığı,  yorgunluk gibi belirtiler olabilir ancak öncesinde hiçbir şikâyet olmaksızın da kalp krizi geçirilebilir. Kalp krizinin ilk belirtisi çoğunlukla göğüs kemiği arkasında baskı şeklinde ortaya çıkan, terleme ve bulantının eşlik ettiği, çeneye ve sol kola vuran şiddetli, uzun süreli göğüs ağrısıdır. Hasta huzursuzdur, ölüm korkusu ve sıkıntı hissi eşlik eder. Beraberinde ritim problemleri olabilir. Ancak hastaların yüzde yirmisinde özellikle yaşlılarda ve şeker hastalarında tipik belirtiler olmayabilir, belirtiler hafif hissedilebilir veya sessiz olabilir. Beş dakikadan uzun süren, dinlenmekle geçmeyen göğüs ağrısında kalp krizi akla getirilmelidir.  

Tedavi
Kalp krizi tedavisine zaman kaybetmeden başlanmalıdır. Bu nedenle hastalar, özellikle kalp krizi geçirme olasılığı yüksek olan kişiler, kendilerinde kalp krizi düşündüren belirtiler hissettiğinde ambulans çağırmalı ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Zaman kaybettikçe ani gelişebilecek ritim bozukluklarına bağlı ölüm olasılığı ve etkilenen kalp kası miktarı artacaktır. Kalp krizi tedavisinde amaç ağrıyı azaltmak, oluşmuşsa ritim bozukluklarını tedavi etmek ve en önemlisi tıkalı damarın anjioplasti ile veya pıhtı çözücü ilaçlarla açılmasıdır. Günümüzde daha çok kabul gören tedavi eğer hasta uygunsa hastanın anjiografi laboratuarına alınarak tıkalı damarın direkt anjioplasti ve stent  ile açılmasıdır. 

Kalp krizinin tekrarını önlemek ve kalp krizi riskini azaltmak için;
Kan basıncınızı kontrol edin, gerekirse doktorunuzun önereceği ilaçları kullanın.
- Kan kolesterol ve LDL kolesterol seviyelerinizi kontrol edin, gerekirse doktorunuzun önereceği ilaçları kullanın.
- Şeker hastasıysanız mutlaka kan şekerinizi diyet ve ilaçlarla kontrol altına tutun.
- Sigara içiyorsanız mutlaka bırakın, gerekirse bıraktırma merkezlerinden yardım isteyin.
- Fazla kiloluysanız kilo verin gerekirse diyetisyen yardımı alın.
- Haftada en az üç gün, yapabilirseniz her gün orta düzeyde fiziksel egzersiz (yürüyüş vs.) yapın. 
- Egzersize ne zaman başlayabileceğinizi ve ne yoğunlukta egzersiz yapabileceğinizi doktorunuza danışın.
- Meyve ve sebzeden zengin, hayvansal yağlardan fakir diyetle beslenin. Bol balık tüketin ve stresten uzak durun.