23 Ekim 2014 Perşembe

Beyin Anevrizmaları

Beyin Anevrizması nedir? 
Anevrizma bir atardamarın balonlaşması veya genişlemesidir. Tıbbı bir terim olan anevrizma halk arasında baloncuk olarak adlandırılır. Anevrizmalar kanadığında beyin kanamasına yol açar. Kanama beyin ile beyni çevreleyen zar arasındaki boşluklarda meydana gelir. Bu tip kanamalara subaraknoid kanama adı verilir. 

Subaraknoid kanama hayatı tehdit eden tehlikeli bir durumdur ve acil tıbbi tedavi gerektirir. Kanamamış, herhangi bir sağlık problemine yol açmayan, başka nedenlerle yapılan tetkikler sonucunda ortaya çıkan anevrizmalar da muhtemel kanama tehlikesini ortadan kaldırmak için tedavi edilmelidir. 

Bulguları nelerdir?
Anevrizma kanadığında ani ve çok şiddetli baş ağrısı meydana gelir. Hastalar bu ağrıyı ‘hayatım boyunca yaşadığım en şiddetli ağrıydı’ şeklinde tanımlar. Bulantı, kusma, ense sertliği, ışığa hassasiyet, görmede bulanıklık, nöbet geçirme ve bilinç bulanıklığı veya kaybı eşlik edebilecek diğer bulgulardır. 

Kanamamış anevrizmalar genellikle hiçbir şikâyete yol açmaz. Ancak bazen büyük boyutlu olduklarında göz arkasında ağrı, çift görme, göz kapağında düşüklük, yüz felci gibi bulgular görülebilir. 

Anevrizma neden oluşur?
Özellikle atardamarların dallandığı yerlerde, damar duvarı daha zayıftır. Bu nedenle sıklıkla kafa tabanına yakın damarların dallandığı yerlerde görülür. 

Risk Faktörleri nelerdir?
Erişkenlerde çocuklardan daha sık, kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Anevrizma oluşumuna neden olabilecek risk faktörleri aşağıda sıralanmıştır: 

• İleri yaş
• Sigara kullanımı
• Yüksek tansiyon
• Damar sertliği
• Uyuşturucu (Kokain) kullanımı
• Kafa travması
• Aşırı alkol kullanımı
• Bazı enfeksiyonlar
• Menopoz sonrası dönem

Ehlers-Danlos, Polikistik böbrek, Aort koarktasyonu, Serebral Arteriyovenöz Malformasyon (beyinde damar yumakları) gibi hastalıklar anevrizma gelişme riskini artırır. Anne, baba ve kardeşler gibi birinci derece akrabalarda anevrizma olması da bir diğer risk faktörüdür. 

Tedavi Yöntemleri
Anevrizma tedavisinde 2 yol izlenebilir:

Endovasküler(damar içi) yolla koilleme:  Açık cerrahiye göre avantajları olan bir yöntemdir. Yaklaşım yolu itibarı ile cerrahiden data az invazivdir. Girişimsel nöroradyologlar tarafından, anjiografi ünitesinde yapılır. Genellikle kasıktan atardamar içine girilerek, damar içi yollar ile beyindeki anevrizma içine kadar ulaşılır. Anevrizma özel platin tellerle doldurulur. Anevrizma içine kan girmesi engellenerek, kanama riski ortadan kaldırılır. 

Bazı geniş boyunlu anevrizma vakalarında, anevrizmayı doldurabilmek için stent veya balon kullanmak gerekebilir. “Akım Yönlendirici” adı verilen bazı özel stentler de geniş boyunlu anevrizma tedavisinde tercih edilebilir. 

Cerrahi yolla klipleme:  Beyin cerrahları tarafından uygulanan bir yöntemdir. Kafatası cerrahi olarak açıldıktan sonra anevrizma plan samara ulaşılır ve küçük metal bir kliple anevrizma boynu kapatılarak içine kan girmesi engellenir.

Her 2 yöntemle de kanama riski ve/veya beyin damarlarında tıkanma riski vardır.  Damar içi yolla tedavi daha az riskli olmakla birlikte anevrizmanın tekrarlaması ve tedavinin tekrarlanması riski bu yolla daha yüksektir. 

Beyin Cerrahı, Girişimsel Nöroradyolog ve Nörologların ortak değerlendirmesi neticesinde sizin için en doğru tedavi yöntemi seçilecektir. 

Ek tedaviler: 

• Ağrı kesiciler
• Kalsiyum kanal blokörleri: Daralan damarları ilaçla genişletmek için.   
• Anjioplasti: Daralan damarları balonla genişletmek için. 
• Vazopressorlar: Kan basıncını artırarak beyne gelen kan miktarını arti®mak için. 
• Antiepileptik ilaçlar:  Kanamış hastaların nöbet geçiemesini engellemek için. 
• Ventriküler vega limber drenaj: Beyin omurilik sıvısının dışarıya akıtılarak birikmesinin engellenmesi için. 
• Rehabilitasyon tedavisi: Oluşmuş beyin hasarının sonuçlarını iyileştirmek için. 

20 Ekim 2014 Pazartesi

Cildiniz Sonbahara Hazır mı?

Sıcak, güneşli yaz günlerinin ardından yapraklar sararmaya, kurumaya, iklim soğumaya başladı. Cildiniz bu hava değişiminden etkilenecektir.

1. Yazın sıcak ve rutubetli havası, ter ve yağ bezlerinin aşırı çalışması sonucu gözenekleriniz dolar, ölü cilt hücreleri birikir. Cilt tipinize uygun bir temizleyici kullanın. Gerekiyorsa profesyonel yardım alın. Cilt bakımı veya kimyasal peeling uygulatın.

2. Güneşin etkisiyle kuruyan cildinizi nemlendirin. Cilt tipinize uygun, hücresel onarımı & koruyucu bariyerini yenileyen, ultraviyole radyasyonundan koruyan nemlendiriciler kullanın. İyi nemlenmiş deri, kırışıklık gelişmesine karşı daha dirençlidir. Kuru ciltler mezolifting enjeksiyonlarından yararlanabilirler.

3. Bol su için. Cildinizin nemini desteklemek ve biriken toksinlerden arınmak için en etkin yol bol su tüketmektir.


4. Ultraviyole ışınlarının cildinize verdiği zararlara karşı cildinize detoks diyeti yapın. A, C ve E vitaminleri gibi “network” antioksidan serumlar ve maskeler kullanın. Böylece, dış ortamın etkilerine maruz kalan cildinizi onarın, renk farklılıklarını eşitleyin.

5. Sigarayı bırakın. Sigara kullanımının cildinize en çok zarar veren etkenlerden biri olduğunu unutmayın. Cildi yaşlandıran, nem ve yağ dengesini kaybetmesine neden olan, üstelik cildin rengini değiştirerek mat ve cansız hale getiren sigarayı hayatınızdan çıkarın.

6. Alkol, gazlı ve aşırı kafeinli içecekler tüketmeyin. Cildinizden su kaybına neden olurlar.

7. Beslenmenize dikkat edin. Yeterli, dengeli (az yağlı ve kalorili) ve doğal beslenin. Güzel bir cilde sahip olmak için vücudunuzun yeterli vitamin ve minerale sahip olması gerekir. Koyu yeşil, kırmızı, turuncu sebze ve meyve ağırlıklı beslenin. Meyve ve sebzelerin renginden sorumlu pek çok madde güçlü antioksidanlardır. En ideali diyetisyeninizden beslenme desteği almaktır. Gerekiyorsa antioksidan, mineral ve vitamin destekleri kullanın.

8. Vücut ağırlığınızı kontrol altında tutun. Aşırı kilo alıp, vermeyin… Aşırı zayıflama diyetleri deride gevşeme ve sarkmalara; tersine aşırı şişmanlama durumu da deride aşırı gerilme ile elastik lif yapısında bozulmalara neden olur.

9. Mimik kaslarınızı aşırı kullanmayın. Yüz kaslarınızı gevşetin, daha relaks görünün…

10. Hayata gülümseyin… Gülümseme hareketi gıdık kaslarınızı çalıştırmanızın en ucuz, en hızlı ve en güvenli yoludur.

16 Ekim 2014 Perşembe

Diyet yaparak bel ve göbek bölgesini inceltmek mümkün mü?

Bel ve göbek bölgesinin incelmesine yardımcı olduğu iddia edilen birçok diyet var. Bu diyetlere göre; bazı besinleri yediğinizde veya bazı besinleri özellikle yemekten kaçındığınızda göbek bölgesindeki yağları erittiği ve bel bölgesini incelttiği iddia edilmektedir. Bu diyetler özellikle menopoz dönemindeki kadınları hedef kitlesi olarak seçmektedir. Düz bir karna ve ince bir bele sahip olmak doğru besinleri tüketmek kadar kolay olabilir mi?

Aslında göbek bölgesinin yağlanmasına sebep olan özellikle bir besin yoktur. Vücuda alınan besinler enerji olarak kullanılır. Vücuda gerekenden fazla alınan enerji vücutta enerji olarak kullanılmayıp yağ olarak depolanır. Bu fazladan alınan enerji herhangi bir besinden kaynaklanabilir. 

Günlük alınan enerjinin fazla olması yağ kütlesinin artmasına sebep olur. Artan yağ kütlesi genetiğin de etkisiyle vücudun herhangi bir yerinde birikebilir. Menopoz dönemi de yağ birikmesini etkiler, biz yaşlandıkça metabolizmamız yavaşlar, bunun anlamı besinlerden alınan enerjinin vücutta daha yavaş bir şekilde kullanılmasıdır. Kadınlarda menopoz yaşına yaklaştıkça metabolizma hızı düşüşe geçme eğiliminde olur. Metabolizma hızındaki düşüşe bağlı olarak yapılan fiziksel aktivite de azalır. Bu da ağırlık kazanımı için mükemmel bir reçetedir. 
 
Bel ve göbek bölgesini inceltmek için 4 adım:

Kalori alımını gözlemleyin: Çok fazla miktarda yüksek kalorili yiyecek tüketmek ihtiyacınız olandan daha fazla kalori almanızı sağlayabilir. Vücuttaki yağ birikimi özellikle de bel ve göbek bölgesindeki yağ birikimi ihtiyacımız olan enerjiden daha fazla enerji almamızın bir sonucudur.

Porsiyon büyüklüğünü gözlemleyin: Hiçbir besin limitsiz tüketilebilir değildir ancak porsiyon büyüklüğünün ve ne sıklıkla tükettiğimizin önemi büyüktür. Özellikle menopoz evresinde metabolizma hızımız düştüğünde her öğünde daha az kalori alarak ağırlık kazanımını kontrol altında tutabiliriz.

Doğru türde yağ tüketin: Kırmızı et, tereyağ, kaymak, krema gibi besinlerin tüketimini azaltarak doymuş yağ miktarını %10 azaltmamız gerekmektedir. Balık, zeytinyağı, avakado, ceviz LDL (düşük dansiteli lipoprotein) kolesterol düzeyinin düşürülmesini sağlayan yağ türleridir.

Düzenli egzersiz yapın: Egzersiz, daha fazla enerji kullanmamızı ve birikmiş yağı yakmamızı sağlar. Metabolizmanın yavaşlamasıyla ağırlık kazanımı artan kadınlar daha fazla egzersiz yaparak kilo kontrolünü sağlayabilirler.
Sağlıklı ve dengeli planlanmış bir diyet ve egzersiz ile beraber düz bir göbek ve ince bir bele sahip olmak mümkün.