12 Eylül 2014 Cuma

Tiroid Kanserlerinin Tedavisinde Radyoaktif İyot Kullanımı

Radyoaktif iyot (İyot-131) iyi farklılaşmış tiroit kanserlerinin (papiller ve folliküler tip) tedavisinde ve takibinde 70 yılı aşkın bir süredir kullanılmaktadır. Hastalıkların tedavilerinde kullanılan yöntem ve ilaçlar her dekatta önemli değişiklikler  göstermesine karşın radyoaktif iyotun (I-131) bu kadar uzun süredir yerini koruması eşsiz bir mekanizma ile tümorü tedavi etmesi nedeniyledir. Tiroit dokusu gibi tiroitten köken alan tümörler de I-131’i hücre içinde biriktiriler. I-131’in saldığı radyoaktif ışınlar (beta ışınları) çok kısa mesafede (birkaç mm) etki göstererek kanserli hücrenin ölümüne neden olur. Bu yararlı tedavi etkisi sadece iyot tutma kabiliyeti olan tümörler için söz konusudur ve iyot tutmayan tiroit tümörleri bu tedaviden fayda görmezler. I-131 tümör hücrelerinde biriktiğinden hastaların takipleri sırasında tümör odaklarının görüntülenmesi için de I-131 kullanılabilir.

I-131 tedavisi alacak olan hastalar genellikle fazlaca kaygılı olurlar. Kaygının temel nedeni radyasyon konusundaki bilgi eksikliği ve radyasyonun duyu organlarımızla algılanamayan, görünmez bir tehlike oluşundan kaynaklanmaktadır. Radyasyona maruz kalmak yeryüzünde yaşamanın doğal bir sonucudur. Sürekli olarak uzaydan gelen radyoaktif ışınlara maruz kaldığımız gibi Dünyamızın kendisi de önemli oranda radyoaktiftir. Hava, su ve toprakta bulunan doğal radyoaktif maddeler nedeniyle hepimizin vücudunda belli oranlarda radyoaktiviteye rastlanır. 

Ayrıca modern birçok tanı ve tedavi yöntemi de radyasyon içermektedir. I-131 tedavisi alan hastalardan yayılan radyasyon nedeniyle çevredekilerin alacağı radyasyon dozu aslında diğer doğal radyasyon kaynakları veya tıbbi uygulamalara kıyasla yüksek sayılmaz. Bu seviyede radyasyona maruz kalınmasının önemli bir sağlık riski oluşturmadığı da bilinmektedir. Ancak bu tedavi hastalar için faydalı ve gerekli iken başkaları için gereksiz bir radyasyon kaynağıdır. Bu nedenle tedavi sonrası taburcu olan hastaların da bazı kurallara uyması istenir. 

I-131 tedavisi tiroid kanserinde hangi amaçla uygulanır ?
I-131 uygulamasının en önemli nedeni aslında cerrahiden geriye kalan normal tiroid dokusunun yok edilmesidir. Tüm tiroit dokusu cerrahi olarak çıkartılmış olsa bile çoğu zaman geriye gözle görülemeyecek kadar küçük tiroit dokuları kalır. Bu normal tiroid dokuları tümörle benzer davranışları nedeniyle hastaların takibini güçleştirebilir. Bunların yok edilmesi daha konforlu bir hasta takibine katkı sağlar. I-131’in hasta takibinde tümör odaklarını görüntüleme için kullanılması da başlangıçta normal tiroit dokusunun yok edilmesini gerektirir.

I-131 uygulaması ayrıca muhtemel küçük tümör odaklarını yok etmek veya varsa vücudun başka alanlarına yayılmış tümör odaklarını tedavi etmek amacıyla da kullanılabilir. Bu iki uygulamada tercih edilen dozlar farklıdır.

Cerrahi sonrası I-131 tedavisi gerekli midir?
Cerrahi tedavi sonrası I-131 uygulananlarda hastalığın daha az nüks ettiği ve hastalığa bağlı ölümlerin de daha az olduğu yönünde kanıtlar vardır. Ancak bu genelleme her tiroit kanserinde I-131 uygulanmasının zorunlu olduğu şeklinde algılanmamalıdır. Cerrahi sonrası I-131 tedavisi uygulamaları ile ilgili bazı rehberler olmakla birlikte bu konuda kesin çizgiler ve tam bir görüş birliği yoktur. Bu konu hekimler arasında da en çok tartışılan alanlardan birisidir ve öneriler geniş bir yelpazede değişiklikler gösterdiğinden her önemli merkezin farklı protokolleri olabilir. Burada genel geçer kurallar oluşturmak çoğu zaman mümkün olmadığından her hastanın cerrahi tipi, patoloji sonuçları, kişisel özellikleri ve diğer bulguları dikkate alınarak kişiselleştirilmiş bir yaklaşım uygulanır. Bir hastaya I-131 önerilmesi o hastada geride tümör olduğundan şüphe duyulduğu anlamına gelmez. Çoğu zaman bu önerinin temel nedeni geriye kalan normal tiroit dokusunu yok ederek takibi kolaylaştırmaktır. 

I-131 uygulamadan önce hazırlık gerekir mi?
I-131 uygulaması öncesinde bir süreliğine tiroit hormonlarının kesilmesi ve iyottan fakir bir diyet yapılması gerekir. Son zamanlarda tiroid hormonlarının kesilmesi yerine sentetik hormonlar kullanılarak benzer tedavi etkinliği sağlanabilmektedir. İlaç kesilmesi veya sentetik ilaç kullanımı tercihi hastanın tüm özellikleri dikkate alınarak tedaviyi uygulayan hekim tarafından yapılır.

Kullanılan I-131, radyoaktif olmayan iyot ile aynı kimyasal özelliklerde olduğundan dışarıdan alınan iyotun kısıtlanması I-131’in tedavi etkinliğini arttırır.  Bu nedenle bir süreliğine iyottan zengin olan gıdalar (iyotlu tuz ve deniz ürünleri gibi) ve iyot içeren ilaçlar kısıtlanır. Diyet içerikleri ve diyetin uygulanma süresi merkezler arasında küçük farklılıklar göstermekle birlikte önemli oranda benzerdir.

I-131 nasıl uygulanır?
I-131 ağız yoluyla uygulanır. Uygulamada kapsül veya sıvı formlar kullanılabilir. Tedavi etkinliği formlara göre farklılık göstermez ancak kullanım kolaylığı nedeniyle daha çok kapsül formu tercih edilir. Sıvı formu su ile karıştırılarak içirilir. Tedavi uygulaması kurşun ile zırhlanmış ve atık sistemi özel tedavi odalarında yapılır. 

I-131 tedavisinin yan etkileri var mıdır?
Temel bir prensip olarak etkisi olan her ilacın yan etkisi de vardır. Bir tedavi yönteminin popüler olabilmesi için olumlu etkilerinin potansiyel yan etkilerine çok ağır basması gerekir. Bu nedenle doğru soru Bu tedavi gerekli midir ? olmalıdır. Eğer detaylı bir inceleme sonunda I-131 uygulaması gerekli görülmüşse bunun anlamı tedaviden beklenen fayda yanında potansiyel yan etkiler ihmal edilebilecek kadar düşüktür. 

I-131 tedavisi herkese uygulanabilir mi?
I-131 tedavisi anne karnındaki çocukta ciddi anomalilere yol açabileceğinden hamile kadınlara uygulanmaz. I-131 anne sütüne geçtiğinden I-131 uygulaması sonrası emzirme kalıcı olarak kesilmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder