Sağlık Turizmi ile Sektör Küreselleşiyor
Türkiye'nin dünya sağlık turizmindeki mevcut yerini nasıl
tanımlarsınız?
Türkiye'de sağlık sektörü, son on beş yılda gerçekleştirdiği
atılımları ve geliştirdiği vizyonu ile dünya sağlık turizminde önemli bir rol
oynamakta ve Türkiye'yi bölgesel ve küresel bir referans merkezi yapma yolunda
hızla ilerlemektedir.
Özellikle son 10 yılda giderek büyüyen ve 2020'de 150 milyar
dolar küresel ciroya ulaşacağı tahmin edilen küresel sağlık turizminden daha
büyük bir pay almak için ülkemiz önemli avantajlara sahiptir. Türkiye, siyasi
ve ekonomik istikrarı, coğrafi konumu, medikal hizmetlerdeki kalitesi ve uygun
fiyatlarıyla tüm dünyadan teşhis ve tedavi amacıyla ülkemize gelen hastaları
ağırlamaktadır.
Global Anlamda Sağlık Turizmini Nasıl Tanımlarsınız?
Bir zamanlar yerel ve uluslararası dinamiklerden
etkilenmeyeceğine inanılan sağlık sektörünün artık tamamen küreselleşeceğini
söylemek mümkün. Sağlıkta küreselleşmekten bahsederken ilk akla gelen ve
gündemde olan konu sağlık turizmi... Türkiye'de özel sektör, son yıllardaki
atılımları ve geliştirdiği vizyonu ile sağlık turizminde önemli bir rol oynuyor
ve Türkiye'yi bölgesel ve küresel bir referans merkezi yapma yolunda hızla
ilerliyor. Bu hamleler özellikle TÜrkiye'nin komşu ülkeleri, Avrasya ülkeleri,
Ortadoğu, Batı Avrupa ve Balkanlar ile ABD'nin ilgisini çekiyor; bu bölgelerdeki
hastalar gerek kişisel araştırma ve kararlarıyla, gerekse kamu ve özel
ödeyicilerin yönlendirmesiyle Türk sağlık kurumları arasında yapılan anlaşmalar
doğrultusunda teşhis ve tedavi için ülkemize geliyorlar. Bugün itibariyle,
sağlık turizmi denildiğinde akla İstanbul ve Antalya gelse de, Ankara, İzmir,
Adana gibi şehirlerde yerel yönetimlerin desteği ile önemli açılımlar
gerçekleşmeye devam ediyor.
Ülkemizde sağlık turizmi kapsamında sunulan sağlık
hizmetlerinin kalitesini ve fiyatlandırmasını nasıl değerlendirirsiniz?
ABD'de ki dünyaca ünlü Northwestern Üniversitesi İşletme
Fakültesi tarafından Türkiye'nin sağlık turizmi potansiyeli üzerine yapılan
araştırmada ve yayınlanan raporda, TÜrk özel sağlık sektörünün aşağıdaki güçlü
yönleri ve avantajları vurgulanmaktadır.
* Üstün Nitelikli Altyapı ve Teknoloji: Gamma Knife,
CyberKnife, PET-CT, Intraoperative MRI, Da Vinci cerrahi robotu, Radiparc, IGRT
gibi kanıtlanmış ve en yeni tıp teknolojileri ülkemizde özel sektör tarafından
etkin ve başarılı sonuçlarla kullanılmaktadır.
* Kaliteli Hizmet: Joint Commision International (JCI)
akreditasyonuna sahip kuruluş sayısı Türkiye için haklı bir övünç kaynağı ve
ülkemizde dünyaca kabul görmüş bu uluslararası sertifikasyona sahip 46 sağlık
kurumu bulunuyor. Türkiye 39 JCI belgeli hastane sayısı ile dünyada üçüncü
konumdadır.
* Rekabetçi Fiyatlar: Türkiye'de ki maliyet yapısı, özel
sektörün dinamik ve verimli organizasyon ve operasyonu gibi sebeplerden dolayı
ülkemizdeki cerrahi ve diğer tedavi seçenekleri, Avrupa ve ABD ile
karşılaştırıldığında oldukça rekabetçi durumdadır.
* Hızlı Hizmet Erişimi: Özel sektörün son yıllarda artan
yatırımları ve kapasite mevcudiyeti sebebiyle, özel hastanelerde sağlık
hizmetleri için bekleme süresi olmamaktadır.
* Coğrafi Konum ve Ulaşım Kolaylığı: Avrupa ve Asya'nın
buluşma noktasında bulunan Türkiye'nin coğrafi konumu ve Türkiye'yi ulaşım
kolaylığı açısından oldukça avantajlı kılıyor. Dünyanın en hızlı büyüyen
havayollarından biri olan THY, bugün 20'nin üzerinde uluslarası noktaya direkt
uçuşlar gerçekleştiriyor.
* Türkiye'nin Turizm Potansiyeli: Türkiye'nin turistik ve
tarihi güzellikleri de sağlık turistleri için bir cazibe merkezi olmasına
katkıda bulunuyor. 2013 yılında yaklaşık 30 milyonun üzerinde turistin ziyaret
ettiği ülkemize, en fazla turistin geldiği ülkeler arasında Rusya ikinci sırada
yer alıyor. İstanbul, İzmir, Antalya, Ankara ve Adana şehirleri sağlık
tesisleri ve farklı dillerde hizmet verebilen personal kapasitesi ile ülkemizin
önde gelen medikal turizm destinasyonları arasında sayılıyor; bu şehirlerimizin
tarihi ve kültürel zenginlikleri, modern ve yüksek tıp teknolojisiyle ön plana
çıkıyor.
Türkiye coğrafi konumu, medikal kalitesi ve uygun
fiyatlarıyla tüm dünyadan teşhis ve tedavi amacıyla ülkemize gelen konukları
ağırlamakta ve tıbbın her dalında hızlı teşhis, tedavi ve bakım hizmetleri
vermektedir. 2012 yılında medikal tedavi amacıyla TÜrkiye'ye 270 bin civarı
hasta gelmiştir, bu hastaların yüzde 9'u kamu hastanelerinden tedavi hizmeti
alırken yüzde 91'i özel sağlık kuruluşlarında tıbbi tedavi hizmetlerini
almıştır.
Ağırlıklı olarak yabancı hastaların özel sağlık
kuruluşlarını tercih etmesindeki neden; çok dilde hizmet verebilen ve hasta
odaklı tedavi hizmeti sunumunu benimsemiş, uluslararası hasta ekiplerinin
hastanın havalimanına inmesinden itibaren tüm tedavisi boyunca yanında
olmasıdır. Ayrıca konaklama ve ulaşım meselelerinde destek verilen hastayı,
yeniden kendi ülkesine dönene kadar takip eden butik bir sağlık hizmet
sunumunun sürekli bir şekilde mevcut olmasıdır. Nitekim Sağlık Bakanlığı'nın
2013-2017 Sağlık Stratejik Planı'na baktığımızda, en önemli hedeflerden birinin
2023 yılında 2 milyon yabancı hasta ve 20 milyar dolar USD döviz girdisi
hedeflemekte olduğunu görüyoruz.
Türkiye'ye gelen yabancı hastalar özellikle hangi branşlarda
tedavi görüyorlar?
Türkiye'ye gelen yabancı hastalar, özellikle şu alanlarda
uzman kadrolardan kaliteli sağlık hizmeti almaktadır:
* Onkoloji tedavileri(Medikal&Cerrahi ve İleri Teknoloji
Görüntüleme; Cyberknife, Gammaknife)
* Organ ve Kemik İliği Nakli (Karaciğer & Böbrek Nakli
dahil)
* Beyin Cerrahisi (Pediatrik Beyin Cerrahisi dahil)
* Kardiyoloji ve Kardiyovasküler Cerrahi
* Tüp Bebek Tedavisi ve Kadın Hastalıkları (IVF)
* Ortopedi ve Travmatoloji Hastalıkları
* Estetik Cerrahi
* Diş Hastalıkları (protez ameliyatları ve implant
uygulamaları)
* Göz Hastalıkları (ilasik, keratokonus, katarakt
uygulamaları)
* Yaşa ve Cinsiyete göre ayrı Check-Up paketleri
Peki ya diğer sağlık sektörü bileşenleri?
Ülkemizdeki sağlık sektörü bileşenlerine bakarsak, İlaç
Endüstrisi İşverenler Sendikası verilerine göre, Türkiye'de ilaç pazarı 2011
yılında 6 milyar Avro değerinde ve 1.56 milyar kutuya ulaşmış durumda. Eşdeğer
ilaç pazarı kutu bakımından yüzde 52 ve tutar bakımından ise yüzde 50'lik bir
paya sahiptir. Bu gelişmeler Türkiye'yi bölgedeki en hızlı büyüyen pazar haline
getirdi.
Türkiye dünyanın 16'ncı en büyük ilaç üreticisi, Avrupa'nın
ise Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve İspanya'dan sonra en büyük altıncı
ilaç piyasası konumunda. Bugün Türkiye'de bulunan 50 ilaç üretim tesisinin 9'u
çokuluslu şirketlere ait ve aralarında Pfizer, Novartis, Lilly, Merck ve
GlaxoSmithKline gibi dünya devleri bulunuyor.
Türkiye'deki sigorta sektörü de geçtiğimiz yıllarda benzer
bir büyüme eğrisi çizmekle beraber, hala Avrupa ve ABD ile karşılaştırıldığında
yaygınlık ve yoğunluk olarak düşük kalıyor. Bu iki faktör Türkiye'deki sigorta
sektöründe oldukça önemli bir potansiyele işaret ediyor. Haziran 2010
itibariyle, Türkiye'de faaliyet gösteren 57 sigorta şirketinin 44'ünde yabancı
ortak mevcut olup, aralarında Aviva, AIG/Chartis, Axa, Allianz, Aegon, Groupama
ve Ergo gibi global firmalar bulunuyor.
Türkiye sağlık sektörünün gelecek vaat eden bir unsuru olan
tıbbi cihaz pazarı dünyadaki en büyük 30 pazarın arasında yer alıyor. 2010
yılında Türkiye tıbbi ekipman sarf malzemeleri pazarının büyüklüğünün 2,1
milyar ABD doları olduğu hesaplanıyor. 2008 Haziran ayında, General Electric
Company'nin 17 milyar dolar değerindeki sağlık hizmetleri şirketi olan GE
Healthcare, Orta Asya, Ortadoğu, Afrika, Rusya ve Bağımsız Devletler
Topluluğu'nu kapsayan dört büyük bölgeyi tek bir bölgede toplayarak tüm
faaliyetlerini İstanbul merkezli olarak yürütmeye başladı. Bu da Türkiye'nin
bölgesel büyüme açısından son derece güçlü bir platform teşkil ettiği,
yetenekli ve kaliteli insan kaynağının sağlık sektöründeki küresel oyuncular
tarafından fark edildiğinin bir kanıtı.
Nüket Küçükel Ezberci
Özel Ankara Güven Hastanesi
Yönetim Kurulu Başkanı
Hospital Manager Temmuz 2014,